• https://www.facebook.com/cengiz.ulku
  • https://twitter.com/cengizulku

Can Yücel

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesini sanırım hepimiz izlemişizdir. Film, seksenli yaşlarında doğup, geriye doğru yaşlanan bir adamın hayatını konu alıyor.

Can Yücel aşağıda ki şiiri kaç yılında yazdı bilmiyorum, ama sanırım bu şiiri okuyan Amerikalı bir yapımcı, filmin konusunu Can Yücel’den almıştır diye düşünüyorum. Sizce? Okuduktan sonra karar verin...


  

Hayata Tersten Başlamak

 

Yaşamın en tatsız tarafı sona eriş şeklidir.

Şüphesiz ki yaşamı tersten yaşamak daha güzel, hatta mükemmel olurdu.

Nasıl mı?

 

Cami’ de uyanıyorsunuz. Bir tahta sandık içersinde,

herkes karşınızda saf durmuş, iyiliğinize dua ediyor ve tüm haklar helal edilmiş vaziyette.

Tabuttan doğruluyorsunuz, yaşlı, olgun ve ağırbaşlı olarak.

Herkes etrafınızda, büyük bir itibar, iltifatlar, çocuklar, torunlar hepsi hazır.

Arabanıza kurulup evinize gidiyorsunuz.

Doğar doğmaz devlet size maaş bağlıyor, aylık veya üç ayda bir maaşınızı alıyorsunuz.

Ne güzel, hazır maaş, hazır ev…

Altmışlı yaşlara kadar her şey garanti, huzur içinde yaşıyorsunuz.

Sağlığınız gittikçe düzeliyor

Kaslar güçleniyor, kuvvetleniyorsunuz.

Bir gün çalışmak istiyorsunuz ve işe ilk başladığınız gün size hoş geldin hediyesi olarak

bir plaket ve altın kol saati veriyor patronunuz..

Ve Genel Müdürlük veya bunun gibi yüksek bir makamdan, tecrübeli bir insan olarak işe başlıyorsunuz.

Herkes karşınızda elpençe divan…

Vücudunuzda da bazı hoşa giden hareketler de başlıyor.

Gittikçe zayıflıyor forma giriyorsunuz

Diğer hormonal Aktiviteler artıyor, fevkalade…..

Aman ne güzel günler başlıyor…

Derken bir gün patron size artık Üniversiteye gitsen daha iyi olur diyor.

Bu arada babanız ortaya çıkmış, “fazla çalıştın” diyor,

“artık eve dön, işi bırak, okumaya başla, harçlığın benden olsun…”

Keyfe bakar mısınız ?

Okuduğunuz dersler gittikçe kolaylaşıyor

Ekmek elden su gölden bir dönem başlıyor.

Partiler, diskotekler, kızların sayısı artıyor.

Derken anne ve babanız sizi götürüp getirmeye başlıyor, araba kullanma derdi de yok artık…

Günün birinde sizi okuldan da alıyorlar, “evde otur, keyfine bak, oyuncaklarınla oyna” diyorlar…

Mamanız ağzınıza veriliyor, zaman zaman altınızı bile temizliyorlar,

hatta bu durum alışkanlık yaratıyor ve hiç tuvalet kullanmamaya başlıyorsunuz.

Derken anneniz bir gün size süt verme kararını alıyor ve başka bir keyifli dönem başlıyor.

Mama artık her yerde, her an ve en taze şeklinde hazır.

Bir gün karanlık ılık ve sıcak bir ortama giriyorsunuz.

Beslenmek için ağzınızı açmaya dahi gerek yok, bir kordondan besleniyor

Sıcacık yumuşacık gürültü ve patırtısız bir ortamda yaşıyorsunuz.

Küçülüyor, küçülüyor, ufacık bir hücre halini alıyorsunuz.

Ve günün birinde müthiş keyifli bir orgazm ile hayatiniz bitiyor….


CAN YÜCEL

 


 

GÜNAYDIN

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi... gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencerini aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin...
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin...
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin..
Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine,
seni mutlu eden sesi duymak için "alo "de
Hiç işin olmasada öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa...
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla ,köpek görürsen okşa ,
çocuk görürsen yanağından makas al.
Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı,
sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
yüzünde güller açtıracak.
Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil,
vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..
Arkadaşım
hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

CAN YÜCEL  


Yorumlar - Yorum Yaz
İLGİNÇ YAZILAR
Üyelik Girişi
Saat Kulesi
Site Arama