Dünyanın en güzel yarımadalarından biri Bodrum Yarımadası. Tarihi, kültürü, havası, denizi, koyları, plajları, tesisleri, pansiyonlarından yedi yıldızlı otellere kadar yok yok. Bir İzmir'li olarak her yıl bir haftamı bu bölgede geçiririm.

Bodrum ile ilgili yapılan bir imaj anketinde, % 76 gibi büyük bir oranla “Tarih, Kültür ve Turizm Merkezi” çıkmış. Gerçekten tarihine ve burada yaşayanlara baktığımızda, kimler gelmiş kimler geçmiş göreceksiniz. Örnek vermek gerekirse Dünyanın 7 harikasından Mavzolos’un Mozelesi Halikarnassos şehrinde inşa edilmiş. Inşaatı 100 yılda tamamlanan, 15. Yüzyılda inşaa edilmiş bir kalesi var. Klasik çağda inşa edilmiş 13.000 kişi kapasiteli Antik tiyatrosu restore edildikten sonra her yıl bir çok oyuna ve konsere sahne oluyor. Tarihin babası Herodot’un yaşadığı yer, Dünyanın, bilinen ilk kadın amirali 1. Artemis… Karia valisi 2. Artemis, Osmanlı amirali Turgut Reis,Halikarnas balıkçısı diye bilinen Cevat Şakir, ünlü şair Neyzen Tevfik, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi müzisyenlerinden biri olan Zeki Müren… daha binlerce tanınmış insan sayabiliriz.

Bodrum’u Bodrum olarak değerlendirmek çok doğru olmasa gerek. Çünkü Bodrum yarımadası tek şehir haline gelme yolunda ciddi yol katetmiş. Yılda 1.000.000‘nun üzerinde yabancı turist alıyor, yerli turist ise 10 katıdır. Sadece Bodrum merkezin kışlık nüfusu 45 yılda 20.000’den 100.000’e çıkmış. Yani 5 kat yükselmiş.  Yarımada da ki diğer yerleşim yerlerindeki durum da çok farklı değildir. Yazlık nüfusu tahmin edemiyorum.

Yarımadayı kıyılardan çevreleyen bir yol var, bölgeyi tanıyanlar iyi bilir. Torba’dan girerseniz, Gündoğan Türkbükü, Yalıkavak, Gümüşlük, Kadıkalesi, Turgutreis, Akyarlar, Yalı, Ortakent, Bitez, Gümbet ve Bodrum şeklinde dolaşırsınız, ya da bu yolu tam tersi Bodrum’dan başlayıp, Torba’da bitirirsiniz.  Turgutreis uç noktadır. 

Dikkat çekmek istediğim iki nokta var. Birincisi, özellikle yarımadayı denizden  Torba’dan, Bodrum’a kadar çepeçevre dolaştığınızda hiç boşluk kalmadan yapılmış veya inşaat halinde evler ve siteler göreceksininiz. yani yukarıda bahsettiğim yerleşim yerlerinin sınırlarını ayırmanız mümkün değil. Dağ-taş her yer yazlık konut, ve siteler, arada da turizm tesisleri…. İkincisi bu kadar fazla konutta yaşayanların ulaşımına yetmeyen yollar. Turgutreis’ten Torba’ya doğru gittiğinizde berbat bir yol… daracık, virajlı, inişli, yokuşlu, arabaların alt takımını parçalayacak mayın gibi döşenmiş tümseklerle dolu… Turgutreis’ten  Bodrum’a doğru gittiğinizde de %90'nı tamamlanmış cillop gibi bir yol… Topu topu 20-30 km civarında yol ikiside… nasıl öyle bırakılır, nasıl yapılmaz anlamış değilim.

Ama Türkiye’nin en bilinen işadamları, sporcuları, siyasetçileri, magazin basınının ünlüleri Türkbükü ve Yalıkavak bölgesinde oturuyor. Bu sebeple İzmir yolundan Yalıkavak’a kadar bu yol güzelleşir, nitekim o bölgelerde çalışmalar var. Yalıkavak-Bodrum arası arayol yapılı zaten, her geçen gün iyileşir. Yalıkavak- Turgutreis arası sanırım uzun yıllar daha yapılmaz gibi görünüyor. Günbatımının bu kadar güzel göründüğü dünyada çok az yer olan bu bölgeye yetkililerin önem vermesi kanaatindeyim. Üvey evlat gibi kalmamalı. Üstelik ünlü-ünsüz birçok kişi balık yemek için Gümüşlük’te ki balık restorantlara bu yoldan gidiyor.

Yukarıda bölgenin özelliklerini çok kısa yazarak geçtiğim, aslında yazmakla bitmeyecek bütün dünyanın bildiği Türkiye’nin Kültür ve Turizm cenneti Bodrum yarımadasını korumak ve kollamak hepimizin görevi, herkes sahip çıkmalı. Böyle giderse çok yakında sadece yerli halkın gideceği bir yer olarak kalacak bu yarımada… Dış turizmi unutmak istemiyorsak “İnşaata dur, yolları yap!” demeliyiz.

Yorumlar