İzmir'in ruh hali

Türkiye’de yaşayıp da, İzmir’de ikamet etmenin gururunu, yaşamayan bilmez. En çok da başka yerlere gittiğinde bunu daha çok hisseder. Daha önce benzer yazılar yazmıştım. Hele hele bu konuda yazılmış diğer yazılarıda okuduğumda bir kez daha gururlanıyorum.

Tüm yazılanların içeriğinde İzmir’in fiziksel yapısı değil, yaşam biçimi, değer yargıları ve insani özellikleri öne çıkıyor.  Sosyolojik ve psikolojik tarafları da diyebiliriz. Tabii coğrafi konumunu da unutmamak lazım.

Zaten seçimlerdeki solun zaferleri, yapılan hizmetlerden öte, yaşam biçimi değişme kaygısından ötürü olduğunu düşünüyorum. Çünkü herkes şunu biliyor, AKP gelirse, büyük bir kaleyi ele geçirmekle birlikte, kalıcı olmak için şehrin çehresinin değişmesine yönelik varını yoğunu katacak. Hatta İstanbul ve Ankara’ya göre 10 kat fazla çalışacaklar.

Ama İzmir’li’nin ruh hali başkadır. Onlarca yonca kavşaklar olabilir, yollar yapılabilir, gökdelenler, yeni yerleşim alanları vs olabilir (ki bu konularda da İzmir’de pek problem olduğunu düşünmüyorum). Zaten yeni yerleşim alanlarının çoğalması, gökdelenlerin artmasının getireceği zaafiyetleri de iyi biliyor İzmirli…

Aslolan kaygı, AKP geldiğinde yaşam biçiminin değişebilme ihtimali… Çünkü onların bulunduğu bütün şehirlerde bir çok kısıtlama getirildiğini biliyor. Örneğin Kayseri’ye gittiğimde şehir çok güzel, yollar geniş, şehirleşme anlamında çok şey yapılmış. Ama kalabalık bir grup olarak içkili bir restorant aradık, şehrin 10-15 kilometre uzağında bir yer tarif ettiler oraya gittik. Kıyafet konusunda da dikkat çekici fark var İzmir ile…

Bu sebeple feragat edilenlerle, şüphe edilenlere bakılırsa ortaya çıkan sonuç çok net. Güzel ve doya doya özgür yaşamak herşeyin önünde. Sıkntıya gelemez İzmirli… Tabii ki buna Cumhuriyet’e ve Atatürk ilkelerine saygı ve sevgiyi eklemeden geçemeyiz. Bu ruh bambaşka birşeydir. Sonuçlar ortada, maddiyat her şey değildir.

Yorumlar